27 Ekim 2009

stephen king'in yeni bombası!

belki de vertigo'nun yeni bombası demeli. vampir rüzgarına yetişip arkasına alma telaşında şu dönem hemen her sektör; çizgi roman sektörü için böyle bir yakıştırma yapmak saçma olur gerçi, zira sektörün içinde uzun süredir geniş bir yere sahip vampir miti. vefakat! stephen king'e böyle bir projeyle gidilmesi halihazırda pek popüler olan vampir temasına ekstra bir popülerlik katma çabası olarak görülebilir.

scott snyder ve stephen king'in yazacağı, rafael albequerque'nin resmedeceği yeni serimizin adı "american vampire". ayda iki kez yayınlanacak öykü iki farklı zaman diliminde, iki farklı karakteri takip edecek. snyder'ın vampiri pearl 1920'lerin hollywood sessiz sineması döneminde "dönüştürülmüş"; king'in karakteri skinner sweet ise 1880'lerin vahşi batısında, çöl ortasında yaşayan kovboy bir vampir.

king ilk defa çizgi roman yazıyor olmanın heyecanına da feci kaptırmış kendini. şimdiden ilk beş sayıyı yazmış bile.
mart 2010 serinin başlangıç tarihi olarak belirlenmiş.

25 Ekim 2009

abidik gubidik twist

kill theory (2009)

teen slasher türüne yeni bir soluk getirmiştir bu film. klişelerden uzak durarak mı? yok öyle değil. zira bunlardan uzak durarak teen slasher çekmek olacak iş değil. kendi klişelerini yaratmış bir türden bahsediyoruz en nihayetinde. klişeden de öte john carpenter tarafından yazılmış kuralları olan bir tür bu. scream ile wes craven bahsi geçen klişeleri bir bir gözümüze sokarak, hatta ana karakterlerinin ağızlarına bunları sakız ederek, onlarla dalga geçerek bir üst seviyeye taşımıştı türü. kelly c. palmer ve chris moore ise daha önce denenmeye çalışılmış ancak tam olarak vakıf olunamamış bir teknikle (?!) hem teen slasher türüne hem de bildiğimiz, kabullendiğimiz ve artık alıştığımız twist kavramına bir yenilik getiriyor. başrol oyuncularının sevilen tv dizilerinin (4400, veronica mars, boston legal, drive) yan karakterlerinden seçilmiş olması da filmin bir diğer artısı. tanıdık ama çok da popüler olmayan bu yüzleri görmek, karakterlerle empati kurmayı kolaylaştırıyor. unutmadan: filmin giriş ve gelişme bölümü öyle güzel kurgulanmış ki, sonundaki zorlama twist için "olmasa da olurmuş" diyor insan.

güdük kalıyor spoilersız bir entry. 13. cuma ve halloween serilerinden günümüze "teen slasher"lar üzerine bir makale yazılacak olsa, geniş bir yer ayrılmalı, mihenk taşı olarak anılmalı bu film.

(kafka, 26.02.2009 14:08 ~ 14:13)

not: evet acaip övmüşüm filmi. izleyip de beğenmeyen gelip bana bikbik etmesin. ben dandik korku filmi seviyorum!

25 saat

gece birdenbire yavaşladı saat. hayır biradan votkaya geçmiş olmamla alakası yoktu. saatleri geri almanın getirisi\götürüsü.. tamam kabul ediyorum ben de şüphelenip votkadan biraya geri dönüş yaptım ama hayır olay alkolde değildi.
sabah yataktan çıkma vakti gelemedi bir türlü. 5dakikada bir çalmaya ayarlı alarm daha uzun aralıklarla çaldı sanki. saat kaç oldu sorularıma beklediğim yanıtı bir türlü alamadım.
gün 25 saate çıkınca, saat de 62.5 dakikaya çıkıverdi. daikikalar ve saniyeler bariz daha uzun bugün.


işten çıkış saatime göre: ilk yarısını izlememe imkan olmayan ikinci yarısının tamamını izleyebilmek içinse en "kral" taksiciye denk gelmemi gerektiren fb-gs maçı sözkonusu. günün geçmek bilmemesinin nedeni maçın heyecanı da olabilir mi? 25. saate girdiğimizde hepsi geride kalacak.

24 Ekim 2009

yeni dizi: white collar

yeni "usa network" dizimiz. başrollerde tru calling, traveler ve chuck gibi dizilerden tanıdığımız matthew bomer, the midleman'den aşina olduğumuz natalie morales ve nereden tanıdığımızı yazmaya gerek dahi duymadığım tiffani-amber thiessen yer alıyor.
konusu da kısaca: azılı bir dolandırıcı/suçluyu yakalayabilmek için didinen fbi ajanı peter burke bir başka dolandırıcı olan neal caffrey'nin yardımına ihtiyaç duyar ancak küçük bir sorun vardır: adamımız neal halihazırda hapistedir. neal hapisten uzak kalabilmek için fbi ajanımıza yardım etmeyi kabul eder ve ikili-oyun başlar.

takip ettiğim yeterli sayıda dizi yokmuş gibi bunu da ekliyorum listeme. sen de ekle. pilot düştü torrent alemlerine.

he who foresees calamities suffers them twice over


kitaba ne kadar bağlı kalacaklar tartışılır ama evet mükemmel bir konusu var dizinin. nete düşen ilk bölümünü (preair-webrip) henüz izlemedim ancak promolar çok başarılıydı. kitaba geri dönersek: büyük bir heyecanla bir çırpıda okuduğum kitabın sonundan pek memnun kalmamıştım açıkçası ama lost'un son sezonu olması itibarı ile ve flashforward'ın kitaptakinden çok daha geniş işlenebilecek bir konusu olması sayesinde, sonu ile ilgili değişiklikler yapılabileceğini, hikayenin en az lost'ta olduğu kadar dallanıp budaklanabileceğini düşünüyorum. aylar önce hem blog'umda hem orda burda yüzlerce kez tekrarladım belki ama burada da yineleyeyim. kitabın acilen türkçeye çevrilmesi, basılması gerekiyor. nasıl satacak belli değil hehe

--- spoiler ---
10 küsür yıl x ay x saat x dakika sonra 2dk. 17sn.liğine ne yaptığını bilmek\görmek\yaşamak başka bir şey, tam o anı tüm dünyanın aynı anda görmesi o anı yaşaması başka bir şey. kimi o sırada 12 sene sonraki karısıyla sevişiyor olacak (kiminle evleneceğini seneler önce bilmek?).. kimi feci tutmuş bir fikir\şirket ile ilgili haber okuyor olacak (zuckerberg'den önce facebook'u sen kurabilirsin bu sayede hehe) vs vs.. ve geleceği gördüğün o flashforward esnasında uçağını inişe geçirmiş bir pilotsan o blackout esnasında hakimiyetini kaybetmiş olacaksın ve flashforward bittiğinde ölüsün artık senin geleceğin bir karanlıktan hiçlikten ibaret olacak. flashforward'ın yaşandığı an merdivenden iniyorsan o merdivenin son basamaklarında olman senin şansına. otobanda hızla giden bir arabanın içindeysen pek de şanslı sayılmazsın. önümüzdeki 12 sene içerisinde ölmüş olacaksın belki ve bunu o flashforward sayesinde önceden bileceksin. of o kadar çok kola ayrılabilir ki hikaye... ailenin öldüğü trafik kazasının haberini izliyor olacaksın belki tam o flashforward anında gelecekte ve o bitip günümüzdeki bilincin geri geldiğinde aileni uyarma, kurtarma şansın olacak.
--- spoiler ---

not: sonradan ek yaparım ben bu entry'e kesin.

edit: 5. bölümü geride bıraktıktan sonra edit zamanı geldi. kitabı okuyanlar için de heyecanlı olsun demiş senaristler. kitabın özüne dokunmamışlar vefakat o özün etrafına daha amerikan bir olay örgüsü oturtmuşlar. dizide de olayı kitaptaki çıkış noktasına bağlayacaklar mı belli değil ve bu belirsizlik güzel. ayrıca kitabın sonunu beğenmediğimden olsa gerek, diziyi daha bir heyecanla daha bir umutla izliyorum sanırım.

(kafka, 20.09.2009 16:50 ~ 24.10.2009 12:02)


"he who foresees calamities suffers them twice over." -- beilby porteus

16 Ekim 2009

bi' fragman izledim hayatım değişti: triangle (2009)

sıkı x-files takipçileri için "triangle" dizinin en iyi bölümlerindendir. 6. sezonun 3. bölümüdür "triangel" ve bermuda şeytan üçgeni konuludur. bölümün görüntü yönetmenliği çok başarılıdır. mulder ile scully arasındaki elektrik ve öpüşme geyiği, bölümü unutulmazlar arasına sokmuştur.

durup dururken nerden geldi aklıma bu?

bir fragman izledim hayatım değişti! triangle adında bir film geliyor. hem zamanda yolculuk temasına hem de slasher'lara hasta olan bendenizi bir hayli heyecanlandırdı fragman. (aynı konuları, zamanda yolculuk yüzdesi, slasher yüzdesinden fazla olacak biçimde barındıran düşük bütçeli vefakat müthiş bir ispanyol filmi de vardır: 2007 yapımı los cronocrímenes) triangle'da, fragmandan anladığım kadarıyla, bambaşka bir konseptte göreceğiz zamanda yolculuk temasını. ucundan time-loop, kıyısından zihnin zamanda yolculuğu şeklinde. filmin sonundaki "twist"e (ana yemek) ulaşana kadar en az 3-5 "ara-twist" (ara sıcaklar) yiyeceğiz beynimize beynimize. velhasıl heyecanlandırdı fragman beni. al sen de heyecanlan!



15 Ekim 2009

erkekseniz teker teker gelin!


şöyle şeyler olmuş: yeni başlayanlar, henüz başlamayanlar, tek başına izlenenler, çift başına izlenenler, komedisi, bilim-kurgusu, çizgisi, dramı, gerilimi, polisiyesi derken liste kabarmış. oturup bir tablo hazırlamak gerekti takibi kolaylaştırmak adına. e oturduk hazırladık tabloyu. belki başkalarına da yararı olur.

9 Ekim 2009

kurcaladım blogu biraz.. template değişti o oldu bu oldu. çok içime sinmedi ama biraz daha kurcalarsam bozarım ben bunu. kalsın şimdilik böle..