Oturmuş Türkiye’de “Çizgi Roman” piyasasındaki son dönem canlanmadan bahsediyorduk. Laf dönüp dolaşıp sokak sanatına ve graffitiye, bu kulvardaki boşluğa geliyordu. Uzun uzun düşündük. Hafızalarımızı zorladık. Türkiye’de graffiti’yi anlatan, görseller sunan, örnek teşkil eden basılı bir yayın hatırlayamadık. Hızır gibi yetişti Tunç. Tunç dediğime bakmayın onu herkes “Turbo” olarak tanıyor. Tunç “Turbo” Dindaş onun tam adı artık.
Turbo denince akla rap, amiga (commodore?), dergi, reklam, animasyon, graffiti geliyor. Sırayla da değil tek kalemde! Kısa çizgi öyküleri, rap müzik kültürü üzerine yazı ve eleştirileri, graffiti’deki ustalığı ve muazzam işleri, televizyonlara yaptığı jenerikler, reklam animasyonları, jingle’lar… saymakla bitmiyor.
Saymayı bırakıp hayata geçirdiği en yeni iki projesi olan “Turkish Graffiti” ve ilk olarak TÜYAP 28. İstanbul Kitap Fuarı’nda görücüye çıkan “Street Soul: Graffiti from Turkey” derleme kitaplarıyla ilgili üç-beş soru sormayı yeğledim üstadın kendisine.
Böyle bir derlemeye girişmeye ne zaman ve nasıl karar verdin?
Aslında böyle bir kitap yapma projesi senelerdir aklımda vardı ama tamamı renkli bir kitabın Türkiye’de basılma olasılığının ve tabii ki konsepti graffiti olunca ne kadar düşük olduğunu tahmin etmek lazım. Böyle bir hayalle uzunca süre yapabildiğim kadarı ile graffitiyi Türkiye’ye tanıtmaya çalıştım. Önce fotokopi fanzinler yaptım. Sonra Blue Jean dergisinde graffiti ile ilgili sayfalar hazırladım. 2009’un yazının başında artık bir kitap yapma fikrinin gerçekleşmesi gerektiğini düşündüm ve araştırmalara başladım. Cebimdeki para ve biraz da reklam alarak ilk kitap olan “Turkish Graffiti”yi kendi imkanlarım ile yayınladım. Herbiri numaralı olan 500 adet kitabı ben ve arkadaşlarım sayesinde bazı noktalara dağıtarak satışı gerçekleştirdik. Gerçi henüz hepsini satamadık ama Marmara Çizgi’nin bu kitap ile dikkatini çektik. Zaten ilk kitaptan sonra 2.sini de hazırlamaya başlamıştım. Marmara Çizgi bana yeni kitap teklifi ile gelince bu teklifi değerlendirdim ve STREET SOUL “Graffiti from Turkey”i çıkardım.
“Graffiti dünyası gibi rengarenk bir kitap yapmaktı amacım.”
Türkiye’de Graffiti üzerine basılı belki de ilk kaynak “Turkish Graffiti” ve şimdi de ikinci kitap “Street Soul: Graffiti from Turkey”. Amaç bu alandaki açığı kapatmak mıydı yoksa Türkiye’deki graffiticilerin ve sokak sanatçılarının seslerini duyurmak mı?
Gerçek düşüncem zamanla kaybolan bu sokak eserlerini biraraya toplamaktı. Çünkü ilk kitabı bırakın 2. kitap daha basılmadan içerisindeki graffitiler silindi bile. Sonuçta ben de graffiti yapıyorum. Bu işlerin zamanla kaybolup gitmesini istemiyorum. İşlerimizi seven ve takip eden insanlara da bakılabilecek bir kaynak hazırlamak istedim. Senelerdir bu iş için hiçkimse yararlı bir kaynak hazırlamadı. Yaptığımız işler çünkü renkli ve görsel ağırlığı olan işler. Sadece yazılardan oluşan bir kitap yapmak istemedim. Graffiti dünyası gibi rengarenk bir kitap yapmaktı amacım.
İlk kitap tamamen türk sanatçıların işlerine eğilmişti bildiğim kadarıyla. İkinci kitapta Türkiye’ye gelen yabancı “writer”ların da işleri var.
Evet. İlk kitapta belki 2.sini çıkaramam diye düşündüğüm için sadece Türkiye’de graffiti yapan Türk graffiticilerinin işlerinden kitabı oluşturdum. Ne olacağı belli değildi çünkü. Önemli olan Türkiye’de yapılan işlerden oluşan bir kaynak yaratmaktı. STREET SOUL için Marmara Çizgi’den “OK”i aldıktan sonra yelpazeyi nasıl genişletebilirim diye düşündüm ve fotoğraf arşivimi karıştırmaya başladım. “Street Soul: Graffiti from Turkey”de ilkine göre farklı olarak tren bölümü, Türkiye’de yabancı graffiticilerin yaptığı duvarlar ve yurt dışında boyayan Türk graffiticiler var.
Sokak sanatı, graffiti izinsiz yapıldığı sürece yasa dışı kabul ediliyor ve dikbaşlılığı, sistem karşıtı duruşu da simgeliyor bir noktada. Son dönem graffiti çalışmalarında(senin\diğer writerların) verdikleri mesajlar mı yoksa görsellik mi daha ön planda sence?
Türkiye’de yapılan graffitilerin çoğunda herhangi bir mesaj kaygısı yok. Çoğunluğunun ilgilendiği tek şey kendi stilleri ile isimlerini güzel bir şekilde duvara geçirmek. Bununla beraber mümkün olduğu kadar da çok isimlerini yazmak. Ben de bu gruba dahilim. Ülkemizde zaten yeteri kadar mesaj veren insan var. Ben sadece sıkıcı gri şehir duvarlarını renklendirmek istiyorum. Görsellik benim için maksimum önplanda açıkçası.
Graffiti kitapları serisine devam edecek misin? 3. kitabın konsepti ne olacak?
STREET SOUL serisi tabii ki devam edecek. Aklımda 2 konsept daha var ama ilk önce hengisinden başlayacağımı bilemiyorum. Arşiv karıştırması ve bağlantılar devam ediyor. O yüzden şimdiden bunları söyleyemem. Herşey kesinleşince zaten duyacaksınız.