29 Eylül 2011

#new52

DC'nin yeni evreni ve yeni 52'si son haftasını da geride bırakıp raflardaki yerini topluca aldığına göre, genel bir değerlendirme yapmanın vakti de geldi demektir.
... ama şuan benim vaktim yok onu sonra şeyapalım.
(ehahaha böyle şeyler yazıyo di mi blog'una? "bişeyler yazmak lazım ama vaktim yok şimdi" ehuhehaaheha)

17 Eylül 2011

batwoman #1 (the new 52)

tamam batwoman #1 iyiydi hoştu. detective comics'in kaldığı yerden devam resmen; batwoman elegy cildini okumuş olmakta fayda var "n'oluyo lan?" dememek için vs vs ama ben daha dandik bi şeye takıldım hehe devamlıklıkta sıçış var. şöyle ki:






görüldüğü üzre bette kane üniformasını/kostümünü giyer iken memişler ortada yani içine bişi giymemiş. ancaaaaak sonrasındaaağ üniformasını çıkarırken ne görüyoruz?! gri bir bişey! bi sütyen (sous-tient?) bir efendime söyleyeyim "sports bra" var o memişleri gözlerden sakınan.


sevgili J.H. Williams III seriyi hem yazıyor hem de çiziyorsun. saygı duyuyorum tamam ama bak olmamış işte! atlıyosun böyle şeyleri. olmuş mu şimdi bu? hadi sen atladın, senin editörüne neden para veriyolar arkadaşım? ne bu insanın mesaisi? bi onu de bana. de onu bana bi!

6 Eylül 2011

marvel vs dc

iaddialı başlık ama içerik o kadar iddialı değil baştan uyarayım.
aslında marvel'ın thor'u film olduğundan beri ona buna anlattığım, durmadan dert yandığım şeyi kısaca şuraya da yazayım dursun hevesi bu.

kısaca fikrim şu:
marvel çizgi romanlarının sinema uyarlamalarında, hikayedeki aşk unsurunun fazlaca ön planda tutulması vedahi o koskoca filmlerin boktan finalleri. dev "superhero"ların neredeyse ağızlarından dökülecek "ne yaptıysam şu hatun içi yaptım", "bu kadın olmasa benden bir bok olmazdı", "işte şu kız sayesinde dünyayı kurtardım ben aslında" tarzı o boktan finallerden bahsediyorum evet.
odin gelir "thor evladım, seni şu kız adam eti resmen" der. thor heimdal'a koşar "abi şu dürbünnen bi baksana benim hatun napıyo" der. ve final. yuuuh artık!
karıya kıza kitlenmekten iş yapamaz olur, elden ayaktan düşer marvel kahramanı. hayır amerika'yı ve dolayısıyla dünyayı kurtarmak gibi bir görevleri(!) olmasa neyse!!

oysa dc comics uyarlamalarında durum çok farklı. daha bir olması gerektiği gibi sanki. çizgi romanın özüne daha bir sadık gibi. tamam illa ki var bunlarda da aşk-meşk geyikleri ama marvel uyarlamalarında olduğu kadar ön planda ve belirleyen bir unsur olarak değil. kahraman kızın gönlünü çalar bir öpücük kondurur ne bileyim kızcağızı iki kurtarır bitti gitti. neden? çünkü dc kahramanının daha ulvi amaçları vardır. dünyayı kurtarması gerekmektedir. yeri geldiğinde bu uğurda kendini feda dahi edecektir.



marvel kahramanı hastası olduğu hatunun gönlüne giden yolda ölebilir, dc kahramanı ailesini/ülkesini/sektörünü(!) kurtarmak için ölümü göze alır. aralarında fark buymuş gibi yani özellikle son dönem uyarlamalarında. bu da benim canımı sıkan kısım. yoksa "görsel olarak da marvel uyarlamaları çok dandik lan" gibi bir iddiam, bir fikrim, bir duruşum, bir gözlemim yok.

daha geçtiğimiz hafta vizyona giren green lantern ile bu hafta sinemalarda boy gösteren captain america'yı -ya da belki geçtiğimiz ay gösterimde olan thor'u- bir de o gözle mi izlesen acaba?
ben böyle boktan blog görmedim. hayır çok boktan bloglar gördüm ama böylesine az rastlanır. nadirdir böylesi. bunun gibisi zor bulunur bak.

hayır zaten şu blogu ilk açtığım günden beri asla oturup başına uzuuun uzun yazmışlığım yok. 3-5 ayda bir takılıyodum işte kendimce kısa kısa; kaldı ki sözlük vardı o zaman da ve yine duruyodu bu blog böyle manasızca.. ama şu twitter peydah olduğundan beri daha da manasız bi' biçimde duruyo' bu burda.

öyle.

bil istedim.